Masumiye

Arabanın içinde oturmuş, gökyüzünü izliyordu. Hüzünlü bir mavisi vardı gökyüzünün. “Acaba benim iç çekmelerim, derin düşüncelerim, tutamadığım gözyaşım mı, gökyüzünü böyle gösteren?” diye düşündü. Elindeki kahvesi soğumuştu, tıpkı bugün duyduğu şeyden sonra buz kesen zihni gibi…

“Her mazlum kendi zalimini doğurur.” ne demekti?

Tüm gün aklında bu vardı, çıkamıyordu işin içinden. Oysa ki mazlumu biz böyle öğrenmemiştik. “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste…” en çok kullandığımız cümle kalıbıydı. İlk defa delilleri ile birlikte böyle bir şey dinlemişti, gerçekten de doğruydu. İnsan tavizler vermeden, albenilerini, mücadelesini, gücünü, estetiğini kaybetmeden mazlum rolüne giremiyordu. Daha önce onu iyi eden kaynaklarını bırakıp, tek bir şeyde aşırılaşmadan mazlumluk gömleğini giyemiyordu.


Dengeli bir yaşantısı varken… Sırf bir yerlerde daha fazla haz, övgü, ünvan, kaynak var diye  bir yerleri ihmal etmeden mazluma dönüşemiyordu. Kendini kazançlı zannettiği yerde birilerine kul olmadan, sahte tanrıları kendisine çekemiyordu. Ondan daha güçlüsü gelene kadar, kendisinden daha zayıf olanı ezmeden zulmü hak etmiyordu. Ne kadar da ilginç… Her mazlum aynı zamanda bir yerlerde ya zalimdi ya da zulme göz yumuyordu…


Peki ya Masumlar?

Onlarda mı mazlumdu? Çünkü onlara da zulüm ediliyordu, onlarda boykot ediliyordu. Bazıları dayak yiyordu, bazıları çocuklara taşlatılıyordu. Bazılarının üzerine deve işkembesi atılıyordu. Bazıları nankörlük görüyordu.

Bazıları ile alay edildi, bazılarına deli dendi. Bazıları suikaste uğradı, bazıları yalanlandı, öldürüldü. Oysa ki onlar insanlara iyi gelecek olanı söylüyorlardı. Oysa ki onlar dünya sahnesinin en iyi oyuncularıydı. Oysa ki onlar oyunu kuralına göre oynayanlardı. Kimseye zulüm etmiyorlardı, fakat zulme uğruyorlardı. Neden?

Çünkü mazluma çok benzeyen bir rol daha var. MASUM… Uzaktan birbirine çok benzerler. Fakat aslında apayrı şeyleri ifade ederler. Masum da zulme uğrar, fakat ismi zulme uğrayan değildir. 

Masum, haklı demektir. 


Zalim sadece mazluma zulmetmez, en çokta Masuma zulüm eder. Fakat o zulüm Masuma temas etmez. Tıpkı MASUMİYE halkında olduğu gibi…

Onlar kıbleyi ziyarete gelenlere ikram edenlerdi. Onları tebessümle karşılayanlar, ihtiyaçlarını giderenlerdi. Evlatlarını kutsal olan şehirlerine uygun yetiştirenlerdi. Ocaklarında aş pişirenler, evlerini tertemiz edenlerdi. Kocalarına hürmet edenler, kadınlarına sahip çıkanlardı. Kutsal olan yasaları koruyabilenlerdi. Vazgeçebilenlerdi; ticaretlerinden, hazlarından, kariyerlerinden, malikanelerinden ve nihayetinde canlarından… Evet onlar masumdu. Çünkü  başka yerde birilerine zulüm ederek soğukta, aç, evsiz, elektriksiz, internetsiz, susuz, komşusuz, kardeşsiz, annesiz, babasız kalmayı hak etmediler. Hayatlarının genelinde hak olanı tercih ederek haklı olmayı hak ettiler ve Masum ünvanını aldılar. Böylelikle bir zalimi hak ettiler ama ne hak ediş…


Zulüm gördükçe birbirlerine yardım ettiler. Var olanla yetinmeyi öğrendiler, marifetlendiler.  Her gün biraz daha güçlendiler, tebessüm ettiler, şükür ettiler. Oysa ki mazlum zulüm gördükçe şikâyet eder, marifetini kaybeder. Gücünü,otoritesini kaybeder. Bağımlı olduğu şey dışındaki şeylere surat asar ve isyan eder.

Bu yüzden; iki tane zulmü hak eden var. Fakat apayrı hakedişlerden beslenirler.

Zulmü kendine çekip aşağılanmak da hak ediş…

Zulme karşı durup yüceltilmek de…

İşte bu da MASUMİYE halkının öyküsü… İçi şahitlerle dolu…

Bu ne güzel bir hakediş ve ne güzel bir hesap görüş…




Yorum Gönder

31 Yorumlar

  1. Masum ile mazlum arasındaki farkı çok güzel anlatmış ikisininde aynı olduğunu zannediyorduk güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  2. zalim ve masum çok güzel ayrıştırılmış. Kaleminize bereket

    YanıtlaSil
  3. Zulüm gördükçe birbirlerine yardım ettiler. Var olanla yetinmeyi öğrendiler, marifetlendiler. Her gün biraz daha güçlendiler, tebessüm ettiler, şükür ettiler. Oysa ki mazlum zulüm gördükçe şikâyet eder, marifetini kaybeder. Gücünü,otoritesini kaybeder. Bağımlı olduğu şey dışındaki şeylere surat asar ve isyan eder.

    Bu yüzden; iki tane zulmü hak eden var. Fakat apayrı hakedişlerden beslenirler.

    Zulmü kendine çekip aşağılanmak da hak ediş…

    Zulme karşı durup yüceltilmek de…

    İşte bu da MASUMİYE halkının öyküsü… İçi şahitlerle dolu…

    Bu ne güzel bir hakediş ve ne güzel bir hesap görüş…

    Aradaki farkın bu kadar güzel anlatılması… Yüreğinize Sağlık..

    YanıtlaSil
  4. Ne kadar güzel bir yazı olmuş. Mazlum ile Masum'u bu kadar net ayıran bir anlatım. Elinize emeğinize sağlık.
    "Eğer bir zaman bir yerde zulüm görmek hakedişimizde varsa, Masum olarak zulüm görmeyi tercih ederim" demek doğru mu bilmiyorum ama içimden böyle yazmak geldi...

    YanıtlaSil
  5. Mazlumu, zalimi, masumu tanıma cok güzel bir yazı. Elinize yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Masum ve mazlum karıştırılan iki kavramdı, çok açıklayıcı ve samimi bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  7. Görünenin görünenden ibaret olmadığını idrak ettiren doğruyla yanlışı ayırt ettiren aklı veren Allah masumun yolunda yanında olmayı nasip etsin ve bize güç versin

    YanıtlaSil
  8. Yıllardır cevabını aradığım şeylerdi.Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  9. Masum olan gerçekten yana olandır. Yapıp ettiği, söylediği, düşündüğü herşeyde adaleti gözetir.

    YanıtlaSil
  10. Masumluk ve mazlumluk…
    Çok güzel olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Ne güzel bir ölçü verilmiş

    YanıtlaSil
  12. Kaleminize sağlık... Çok güzel bir yazı olmuş... Masumiyet timsali Filistin halkına selam olsun... ALLAH onlara yaklaşabilmeyi nasip etsin...

    YanıtlaSil
  13. aklımdaki bir soru cevaplandı, çok güzel anlatılmış. ALLAH sizden razı olsun

    YanıtlaSil
  14. Masum kim mazlum kim zalim kim
    👏👏👏
    Selam olsun tüm masumlara…

    YanıtlaSil
  15. İnsanın doğru tanımlama yapması çok önemli... Doğru tanımlama mazlum ile masumu ayırır... Ayırmakla da kalmaz... Bu, senin davranış biçimini de şekillendirir... Bakışını, irdelemeni...
    Bunu hatırlatan bir yazı olmuş...
    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru zihnimde daha da iyi oturdu 👍🏼

      Sil
  16. Baskı ile insanın içindeki dışına çıkarılır.

    YanıtlaSil
  17. Masum dokunulmaz demektir, suçsuz, günahsız demektir. Dokunulmaz olana dokunulduğunda ne olur? Neler değişir? Kim dokunulmaz olana dokunabilir ki! 😢

    YanıtlaSil
  18. Kim Kimdir? İnsanın doğru tepki verebilmesi için gerçeği bilmesi gerekir. Bunu bilmenin olmaz ise olmazlarından biri kavramların gerçek manalarını deşifre etmektir.

    YanıtlaSil
  19. Önemli olan olaylara verebidiğimiz doğru tepkilerdir. Aynı iki olay karşısında biri gerçekten yana taraf olurken diğeri sahteden yana tavır koyabiliyor . Diyeceğim o ki bir olay seni amacına yaklaştırıyorsa tepkin doğru,bu olayda senin için hayır var .Amacından uzaklaştırıyorsa tepkin yanlış ,bu olayda senin için hayır yok

    YanıtlaSil
  20. İşte bu yüzden epistemoloji çok önemli… masum ve mazlum ayrıştığında mazlumlar bir araya toplanır masumlar bir yana… insanlar birleşmeye başlar 🤝

    YanıtlaSil
  21. Ne güzel anlattınız.. Ne güzel öğrettiniz.. Allah razı olsun

    YanıtlaSil
  22. Masum olmak da mazlum olmak da hakediş. Masumlardan olabilmek nasip olsun İNŞALLAH.

    YanıtlaSil
  23. Masumiye halkini, masumiyeti çok güzel anlatan bir yazı olmuş, yazanın eline kalbine sağlık;)

    YanıtlaSil
  24. Kafa karışıklığını ortadan kaldıran tanımlar...

    YanıtlaSil
  25. Masum olmak... Bu yazıyla beraber bir kere daha imrenilesi ve onur duyulası bir durum oldu... Ellerinize sağlık, okumak çok iyi geldi...

    YanıtlaSil
  26. Rukiye Öztekin20 Şubat, 2024 01:07

    ALLAH'ım yeryüzünde yaşayan ve zulüm gören tüm inananları koru. Çok güzel bir Yazı olmuş
    Elinize yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  27. Bu ne güzel bir hakediş ve ne güzel bir hesap görüş…

    YanıtlaSil
  28. Şikayet edenler ile Şükür edenlerin ayrımı...
    Ne güzel anlatmışsınız...
    Masum kalabilenlere selam olsun...

    YanıtlaSil
  29. Mazlum olmaya adım adım yaklaşan ben,
    Masumiyetten adım adım uzaklaşan ben,
    Sabırsız davranıp teslimiyetten uzaklaşıp şikayet edip her şikayette gerçeğin flulaşmasına sebebiyet veren ben,
    Bahaneler üreten ben,
    Sahteyi arttırıp gerçeği azaltan ben,
    Sahtenin peşinde koşup boşluğa düşen ben,
    Düştüğünde ayağa kalkıp anlamak yerine anlamsızlıklar içinde boğulan yine ben,

    Gerçeğe yaklaştıkça mutluluğu yakalayan ben,
    Vazgeçtikçe çoğalan azla marifetlenen de ben,
    Zalimin karşısında dimdik duran da ben,
    Haklı hakedişlerle Yüceltilende ben,

    Hakedişleri şikayet ile değil teslimiyet ile karşılayacak zihin açıklığında olan Yüceltilmişlere imrenen de ben,
    Sessiz sedasız izleyenler arasında olan yine ben…

    YanıtlaSil
  30. Züleyha Günel06 Nisan, 2024 12:48

    Kaleminize ve yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil