ÖZGÜRLÜK


Özgürlük; dünyanın farklı coğrafyalarında ve farklı dönemlerinde farklı şekillerde tanımlanan bir kavramdır. Döneme, zamana, mekana, insana göre değişmiştir.

Uğruna savaşlar yapılmış, uğruna devletler yıkılmış, uğruna insanlar ölmüş, hapishanelere düşülmüş...

Özgürlük... Özgür olmak...

Gerçekten nedir özgürlük?

Bilinen yaygın tanımıyla; başkalarının sınırlarına girmeden, yaşam alanını genişleterek hayatında istediğin her şeyi yapabilir olmak mıdır?

İnsan yaşam alanını genişlettiğinde özgür olacağını düşünür. Oysaki bu aynı zamanda başkalarının da yaşam alanını kısıtlamaktır. Kısıtlananların özgürlüğü nerede o zaman? Alıp geri verdiğin nefesten bir başkası etkileniyorsa, o nefes başka birinin özgürlüğünü kısıtlıyorsa o vakit bu tutarlı bir tanım olamamaktadır.

Özgürlük yaşam alanıyla alakalı değildir. Özgürlük tüm zaman ve mekanlarda, her insan için aynıdır aslında. Bağımlılıklardan  kurtulmaktır. Anlık hazlarımızın bizde oluşturduğu bağımlılıklarımızdan kurtulmak...

Özgürlük vazgeçebilmektir.

İnsanlar doğarlar, büyürler, değişirler, dönüşürler, gelişirler.

Her yaratılan gibi insan da bir amaç için yaratılmıştır. Bir taşın, karıncanın, otun, tornavidanın bir amacı olduğu gibi insanın da bir amacı vardır. Bu dönüşüm bir amaç uğruna yapıldığında insanı kıymetli kılar.

İnsan amacına varabilmek için basamak olarak kullanacağı hedefler belirlemeli, hedefleri hayatında uğruna bir şeylerden vazgeçebilecek kadar sağlam olmalıdır. Vazgeçtikleri onu mutsuz etmemelidir.

Çoğu zaman da vardığı her hedefin sonunda mutlu olacağı yanılgısına düşer. Mutlu da olur ama kısa sürer. Çünkü hazları sürekli değil anlıktır. Her varışın ardında gözünü başka bir hedefe diker. Başka bir anlık haz gelir, sonra bir başkası, başkası daha...

Varılan yer sahte bir hedef  ise, özgürce kararlar alarak yaptığını düşündüğü her şeye bağımlı hale gelir. Özgürlük dediğin şey yapabildiklerin değil vazgeçebildiklerindir aslında.

Bir ev alma hayali olan adamın, o hayali gerçekleştiğinde bir sonraki hayali ne olur sizce? Bahçeli bir ev... Sonra 2 katlı bahçeli bir ev...

Özgür iradesiyle yaptığını düşündüğü şeyler aslında onu bir sonrakini yapmaya zorlar.

Vardığın hedefin seni amaca değil de bir sonraki hedefe vardırıyorsa sen özgür değil  köle oluyorsun işte. Hedeflerinin kölesi oluyorsun. Hem de sahte hedeflerinin kölesi oluyorsun.

Peki sadece somuttaki şeylerden vazgeçerek mi özgür olunur? Soyutta da özgürleşebilmelidir insan. En çok yükseldiği anda öfkesini, hırsını, coşkusunu kısaca tüm duygularını kontrol edebilmelidir. Tüm bedenini saran o aşırı duygulardan vazgeçebilmelidir ki ruhu özgür kalabilsin..

Budur işte özgürlük. Somutta tüketimlerimizden vazgeçebilmekten, soyutta bizi istediğini yaptırmaya çalışan duygularımızı kontrol edebilmekten geçer.

Bu ise gerçek bir amaç ile mümkündür.

Sağlam bir amacın var ise, hazlarını kontrol edebiliyorsan, hedeflerin gerçekleşse de gerçekleşmese de özgür hissettiğin yoldasındır.

Seni yoldan alıkoymak isteyen olaylar, kişiler, durumlar elbette olacaktır, ama hiç önemli değil.

Senin özgürlüğün tüm zamanlarda, tüm mekanlarda geçerli olandır...


 


Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. Asıl mesele vazgeçmek değil mi? Brişeylerden feragat edebilmek. İnsanı özgür kılan işte bu.

    YanıtlaSil
  2. Hem net hem anlaşılır hem de akıcı bir yazı 🙌🏾

    YanıtlaSil
  3. Şimdiye kadar özgürlüğü ne kadar yanlış tanımlamışız değil mi ?.Oysa ki Soyut da ve somut da ne kadar az bağımlılıkların varsa o kadar özgürsün .Yaratıcıya kul olursan özgür ,kula kul olursan köle olursun .

    YanıtlaSil
  4. Herkese göre bambaşka tanımı olan özgürlüğün gerçekte tam olarak karşılığı nedir? Çok güzel verilmiş, emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil