Yağmur Altında Bir Kedi

Yağmurlu bir gündü, akşam oluyordu yavaş yavaş. Ayakkabıları su almıştı. Bu durum yürürken Ali’yi bir hayli rahatsız ediyordu. Bugün halledilmesi gereken işlerin çoğunu halledememişti. "İnsanın bir işi de mi rast gitmez?" Biraz sinirleri bozuk bir şekilde kendi kendine konuşarak evine doğru ilerliyordu.

Hızlı adımlarla yürürken karşısından gelen bir kediye takıldı gözü. Kaldırım kenarına park etmiş arabaların aralarından ilerliyordu. Yağmurdan ıslanmış ve bu soğuk havada yiyecek bir şeyler arıyormuş gibi sağa sola bakıyordu. Bir çöp kutusunu yoklamış, bir şey bulamamış ve diğerine doğru yürüyordu. Acaba yiyecek bir şeyler bulabilecek miydi? Bulamazsa ne yapacaktı? Yarın tekrardan aynı şeyi yapması gerekmeyecek miydi? Evet yarın ve her günde aynı şeyi yapması gerekecekti. Yemek bulmak için sokak sokak gezecekti. Ama bu durum onu rahatsız ediyor gibi gözükmüyordu. Bundan dolayı isyan eder bir hali de yoktu. Sadece yapması gerekene odaklanmıştı. Şuan yemek bulması gerekiyordu ve o da yemek arıyordu. Hava soğuk ve yağmurlu da olsa… Kendisi ıslak ve üşüyor da olsa… Yoluna devam ediyor… Şu anda ne yapması gerekiyorsa onu yapıyordu….

Geçenlerde internette gördüğü bir video aklına geldi. Bir ayı yavrusu annesiyle beraber karlı bir tepeyi çıkmaya çalışıyordu. Yavru ayı annesini takip ederek tırmanırken bir anda aşağı kaymıştı. Yavru ayı ne olduğunu anlamadan  tepedeki annesinden onlarca metre aşağıda bulmuştu kendisini. Hemen tekrar karlı tepeyi tırmanmaya başlamıştı ama sonuç yine aynıydı. Tekrar denemiş ve metrelerce aşağı kaymıştı. Annesi tepenin üstünde yavrusunu bekliyordu. Yavrusu ise denemeyi sürdürüyordu. Sonraki denemesinde metrelerce tırmanmış ve annesine ulaşmasına bir iki metre kalmıştı. Annesi de yavrusunu yakalamak için hamle yapmışken yavru ayıcık tekrar tekrar kaydı. Hem de ne kayma...  Elli altmış metre aşağıda buldu kendisini yavru ayı. Tam en çok yaklaştığı noktada bir anda en aşağı kaymıştı. Hiç beklemeden tekrar ayağa kalktı ve yeniden tırmanmaya başladı. Tırmandı tırmandı tırmandı ve evet bu sefer olmuştu. Yukarıdaydı, annesinin yanına çıkmıştı tekrardan.

Yavru ayıyla gördüğü kedinin birbirlerine çok benzediğini düşündü Ali. İkisi de sızlanmadan yapmaları gereken şeyi yapıyorlardı. "Bu durum çok zor. Neden beni buldu ki?" demiyor, şikâyet etmiyorlardı. Bugün yemek bulmada şansım hiç yaver gitmedi demiyorlardı.

Acaba o ayının durumunda ben nasıl hareket ederdim diye düşündü. Az önceki şikâyetçi halinden biraz utanmıştı. "Birkaç basit işimi halledemeyince bile hemen şikâyet eden ben! Bir de şu hayvanlara bak…" Çevremizdekilerin her gün bir kısmının yanından geçiyoruz. Bir kısmının hayatına tanık oluyoruz. Ama ne yaptıklarına nasıl hareket ettiklerine hiç dikkat etmeden geçip gidiyoruz.

"Gerçekten hayvanlardan öğreneceğimiz şeyler var." diye düşündü. "Bundan sonra onları daha dikkatli izleyeceğim." dedi içinden.

En iyi deneyim transferi doğadan yapılandır.

Bu kediye rastladığı için memnun olmuştu. Eve olan adımlarını hızlandırdı. Masasına geçmek ve biraz önce düşündüklerini not etmek istiyordu. Kendisine bir hedef koymuştu. Artık sonuçlara değil yapması gerekenlere odaklanacaktı. Düşse de yeniden kalkacak, üzerini silkeleyip tırmanmayı sürdürecekti.

Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister. Deneyimsel Tasarım Öğretisi mutlu ve başarılı bir hayat sürmenin stratejilerini verir.



Yorum Gönder

0 Yorumlar