S.U. Duvarı

Bir çoğumuz daha önce duymuşuzdur, “Su hayattır.” derler. Peki, suyu hayatımızda bu kadar vazgeçilmez yapan şey nedir? Herhangi bir şey, hayatımızda nasıl vazgeçilmez olabilir? Bunun için, normalin dışında çok farklı özelliklerinin olması gerekir. Suyun hangi özellikleri onu hayatımız için bu kadar önemli yapıyor? Suyun bileşenlerine baktığımızda iki hidrojen ve bir oksijen oluşuyor. Bu sıvının daha farklı özellikleri olabilir mi?

İnsanoğlu doğumundan ölümüne kadar sürekli bir şeyler yapmak zorundadır. Yoksa yaşamını devam ettirmesi mümkün değildir. Peki, insanoğlunun yaşamını sürdürebilmek için yaptığı davranışlar nelerdir? Nefes almak, yemek yemek, dinlenmek, uyumak... Temel ihtiyaçları olduğu gibi, aynı zamanda çevresindekilerle de iletişim kurar. Tarla eker, okula gider, çalışır, yardım eder, spor yapar, çocuğunu yetiştirir... Bunlar yapmış olduğu davranışlardan bazıları... Kimisi hem kendisi hem çevresindekiler için faydalıdır. Kimisi de kendisine ve çevresindekilere zarar verir. Bazen de faydalı zannettiğimiz davranışlarımız zararlı olabiliyor. Farkında olmadan kendimize veya karşı tarafa zarar verebiliyoruz. 

Genelde ebeveynlerin çocuklarına “Davranışlarına dikkat et. Bazı hareketlerin hiç hoşuma gitmiyor.” dediğini duyarız. Bazen kendimizle baş başa kaldığımız da “Şu davranışımı değiştirsem aslında hayatta daha farklı bir yere gelirim.” dediğimiz olur... “Şu hayatıma bir çeki düzen versem, biraz daha planlı olabilsem. Şu içimdeki insan sevgisi olmasa.” dediğimiz bile oluyor. Bazen de insanların suistimal edecek kadar iyilik yaptığımızı düşünürüz. “Şu yumuşak kalpli olma huyunu bir değiştirsem.” diyor insan. Ya da bazı konularda insanların bizi kullandığını düşünürüz. Hatta bazen bu kişiler en yakınımızdakiler olabiliyor. Veya en çok sevdiğimiz, en çok değer verdiğimiz kişiler...

İnsanoğlunun yeryüzünde en çok zarar verdiği şeylerden birisi de su. Suya yapmadığımız kötülük kalmadı neredeyse. Buna rağmen su yine de hiç oralı olmuyor sanki. Hiç bir şey yokmuş gibi kendini temizleyebiliyor. Sonra da bize fayda sağlamaya devam edebiliyor. Hem metabolizmamızı hem yaşamımızdaki kullandığımız şeylerin temizlenmesinde rol alıyor. Bitip tükenmeden temizliğin sembolü olmaya devam ediyor. Su ile yaptığımız temizlikleri saymakla bitiremeyiz. Çamaşırımızı ve bulaşığımızı yıkıyoruz, banyo yapıyoruz, arabamızı yıkıyoruz, paspas atıyoruz... Su olmadan bir temizlik neredeyse mümkün değil. Suyun yerine ne koyarsak koyalım aynı etkiyi yapmıyor. Ve bu suyun özelliklerinden sadece bir tanesi. Hem kendini hem de bizi temizleyebiliyor.

İnsan bazen başkasında görüp, beğendiği bir davranışı kendine katmak ister. Tıpkı herkese hak ettiği oranda yakınlık veya uzaklık gösteren birisi gibi. Başka birinin bağımlılığa neden olan maddelere veya tüketimlere bilinçli bir şekilde uzak kalması gibi. Hatta bu zararlı alışkanlıklardan özellikle sakınması bizim dikkatimizi çeker. Zaman zaman da bize iyi gelmeyen davranışlarımızı düşünüp “Keşke başında biraz daha sakınabilseydim de şu kötü alışkanlıklara bulaşmasaydım.” deriz. Ve küçük küçük pişmanlıklar yaşarız.

Bu hayatta boşluk yoktur.

Bir öğrenci playstation oynamaktan sakındıktan sonra dersleri düzelebiliyor. Bir insan fayda vermeyen konuşmalardan uzak durmaya dikkat edebilir. Bu şekilde aslında bilinçli olarak fayda vermeyen şeyden de uzak durmuş oluyor. Yani toplamda kendine zarar veren şeylerden sakınmış oluyor. İnsanın yanlışlarından dönmesi ve kirlerinden temizlenmesi tabii ki mümkün. Ama kirlenip temizlenmiş olan, hiç temizlenmemiş gibi olmaz. Mesela sigara kullanıp bırakmış olan biri, hiç sigara kullanmamış gibi olmaz. Sakınmalarımız aynı zamanda temiz kalmamızı da sağlar. İnsan kirlenmiş olsa bile sakınınca su gibi temizlenir. Aslında insan sakınarak, kendisini temiz tutacak bir duvar örer. Yani insan sakınarak, aslında suyun temizlenme özelliğini kendine katar.

Peki, sakınmada usta olmak mümkün mü? İnsanoğlunun sakınmaları da tıpkı bir işe girdiğimizde olduğu gibi. Önce çıraklıkla başlar ve ustalığa doğru evrilir. Bizde ilk sakınmaya başladığımızda ufak başlayıp sakınmanın çıraklığını atlatırız. Sonra sonra daha büyük sakınmalara kalkışırız. En sonunda da elimizi en büyük taşların altına koyarız. Ve buna bir süreklilik katabilirsek sakınmada usta oluruz. Su hem hayat verir, hem zarar verenden uzak tutar, hem de temizler.

Peki, kendimize bir su duvarı nasıl meydana getirebiliriz? Cevabı Deneyimsel Tasarım Öğretisi Sakınmada Ustalık seminerlerinde.

Sizi ve sevdiklerinizi bekleriz...



Yorum Gönder

0 Yorumlar