Dışarıdan bakan bir göz, toplumumuzun genelinin ruh halini görebilir. Sabah bindiği toplu taşımalarda, trafikteki keşmekeşte... İşyerindeki ast ve üst iletişimlerinde... Yakın ve uzak akraba ilişkilerinde... Kısacası genele yayılmış mutsuzluğu net bir şekilde görebilir.
Ne kadar da mutsuz görünüyoruz!
Toplumun mutsuzluğunun, soyutta ve somutta birçok sebebi vardır. İnsanların soyut mutluluğu somutta arıyor olması. Elindeki var olana değil de olmayanla kıyas yapması. Bütün bunlar ruhsal olarak dengelerini bozabiliyor. Oysa içinde bulunduğumuz bolluğun farkında değiliz.
Ne çabuk unuttuk, yakın bir zamanda yaşadığımız depremi!
Her şey rayındayken bir anda en kaz altında kaldık. Eşimiz, dostumuzu, yakınlarımızı toprağa ellerimizle verdik. Rezidanslarda yaşarken bir anda çadıra, barakaya muhtaç olduk.
Birçok ülkede devam eden savaşları ekranlardan izlemiyor muyuz?
İnsanlar enkaz altında, kiminin bedenleri paramparça... Kimisi aç kimisi susuz bir biçimde... Günlerdir yaşayıp başlarını yastık niyetine taşlara koyup uyuyorlar. Bu insanların birçoğu kısa bir süre önce varlıklı insanlardı. Bir anda ihtiyaç sahibi oldular. Evinin güneş görmediğinden sitem eden insanlar... Şu anda çatısı akan, soğuk, su içinde ki çadırlarda... Hatta tanımadığı insanlarla birlikte kalıyorlar. Ayakkabı bile bulamadıkları için, kimisi terlikle kimisi yalın ayak... Ayakkabıyı bırak bir tas yemek için insanlar kuyruklarda... Çoğu bir bardak suya muhtaç insanlara dönüştüler. Çoğunun bu olanlarla hiçbir alakası da yoktu. Yeni doğmuş bebeğin savaşla ne alakası olabilir ki? Nefes almaktan başka dünyayla ne işi olabilir ki?

Peki ya biz, bu kadar varlığın içinde...
Her istediğimizi yiyebiliyorken.
Her istediğimizi giyebiliyorken.
Her istediğimizi yapabiliyorken...
Mutsuz olabilmeyi nasıl oluyor da başarıyoruz?
İmkansızlıklar içinde yaşayan insanları gördüğümüzde. En ufak bir imkana sahip olduğunda mutlu olabiliyorken… Deniz kenarında ki lokantada yemek yiyen biri mutlu değil. Bir insan çöpten bulduğu ekmek parçasıyla nasıl mutlu olabiliyor?
Peki, biz bu duruma nasıl geldik?
Beğenmeyip yediğimiz birçok faydalı yiyecekler doğaldır. Ve bu yiyecekler ALLAH’tan bize ikramdır. Fakat bir markete gidip aldığımız paketli ürünler ise yapaydır. Hatta birçoğunun içeriğinin ne olduğunu bilmeyerek yiyip, içiyoruz. Envai çeşit sebzeler, meyveler ALLAH’tan. Marketten aldığımız hemen hemen her şey dünyadan. ALLAH’tan gelenlerin hemen hemen hepsi yapay yiyeceklerden daha az uyarıcıdır. Yapay olanlara göre daha kötü tat verir. Yediğimiz zaman anında damak tadımızda tatmin sağlamazlar. Ancak yine de zihnimizi, bedenimizi ve ruhumuzu besler. Hatta bu yapay şeylerden daha fazla fayda verir. Bu sadece yiyecekler için geçerli değil. Bu dünyanın sunduğu her şey için böyledir. Çevremize sorduğumuzda mutlu olmamız için bir eksiğimiz olduğunu söyleyeceklerdir. Günün sonunda bu boşluğu doldurmamız için yapay olana yönlendireceklerdir. ALLAH’ın yarattıklarının dışında bir şeye ihtiyacım olduğunu söyleyeceklerdir. Oysa sahip olduğumuz şeyleri, yani arkadaşlarımızı, ailemizi, doğayı... Yani ALLAH’ın bize vermiş olduğu şeyleri unuturlar…
Aslında bunlar tam olarak ihtiyacımız olan şeylerdir.
Samimi bir arkadaşla sarılmak hangi acılarımızı unutturmamıştır? Annemizin başımızı okşaması hangi yaramıza merhem olmamıştır? Tıpkı bunlar gibi, ALLAH’ın yarattığı yiyecekleri yemeyi seçip seçmemek gibi... Dünyanın sunduklarına katılmayı seçip seçmemek de sizin elinizde.
Yemyeşil kocaman bir ağacın uzanan dalında bir armut düşünün. Ağaç dalına asılı olduğu müddetçe; yağmur da gelse fırtına da çıksa o armut ağaçta asılı kalır. Güneşin sıcağı da ona zarar vermez aksine fayda verir. Ama ağaçtan kopup ayrıldığı vakit. Buzdolabına da koysan bozulur, güneşe de koysan çürür… Artık ne rüzgarın ne yağmurun ona bir faydası yok. Çünkü armut asıl bağından kopup ayrıldı.
Peki, insanoğlu olarak asıl amacımız nedir?
Bu dünyada varoluş amacımızı unutmamak için neler yapılabilir?
Dünyadaki dengemizi sağlamak ve amacımıza ulaşmak için stratejiler var mıdır?
3 Yorumlar
Şuan dünyanın problemi olan Amaçsızlık için yazılmış olan bir yazı… çok kıymetli 🤌
YanıtlaSilGünümüzün giderek kronikleşen genel problemlerini ve nasıl düzeltebileceğimizi anlatan güzel bir yazı olmuş... 👍
YanıtlaSilinsanın unutkanlığını ele alan güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık. 👍🏼
YanıtlaSil