“Kaç yaşına geldim hala kendime göre birini bulamadım.
Ne yaptıysam olmadı. Evdekiler de habire bana bir kız arıyorlar. Mehmet oğlum artık yaşın geldi ne zaman evleneceksin. Melahat’ın bir torunu varmış, çok hanım hanımcıkmış elinden çok iş gelirmiş. Tam bana uygunmuş.
Yaklaşık olarak ayda bir yine bu mevzu açılır ama ben hemen kapatmaya çalışırım. Ben kendi istediğim kişiyle severek evlenmek istiyorum. Ben bulmak istiyorum. İşte problemde burada başlıyor. Nasıl?
Üniversiteyi bitirmek için çok çalıştım. Bir kız arkadaşım bile olmadı. Okulu bitirdikten sonra hemen iş bulmaya koyuldum. Şimdi işimde var ama bir türlü istediğim gibi bir kızla tanışamadım. Acaba benim standartlarım çok mu yüksek yoksa ben mi bu işi beceremiyorum?
Gerçi birkaç beğendiğim birileri oldu ama onlarda benimle ilgilenmedi. Bende zaten nasıl bir kıza açılırım bilemedim açıkçası.
Şurası kesin, biraz sosyalleşmem lazım. Ne güzel, büyük şehirlerde insanlar daha sosyal oluyorlar. Haftanın birçok günü gençler dışarı çıkıyorlar. Kafelerde barlarda buluşuyorlar. Tabiki orada fırsatlar daha fazla …
Ailemin baskısına artık dayanamayacağım sanırım…”
Evet Mehmet gibi bir çok genç bugün bu aşamalardan geçiyordur. Hayatın kaçınılmaz yasalarından birisi de şu: “Herkes birilerine muhtaç bu hayatta.” İnsanlar tek olmaktan hoşlanmıyorlar, hep birilerini arıyorlar. Bunlardan en önemlisi de hayat arkadaşı dediğimiz kişi. Peki kendime doğru bir hayat arkadaşı nasıl bulurum?
Tüm gençler şu ya da bu şekilde birini bulup evleniyor ama bu evliliklerin maalesef bir çoğu iyi neticelenmiyor ve boşanmayla sonuçlanıyor. Bir de çocuk varsa olan çocuklara oluyor. Boşa geçen stresli bir hayat da cabası.
O zaman nedir aile kurmanın sırrı? Eşimizi nasıl seçmemiz gerekiyor?
İnsanlar hep evlilikle ilgilenirler ama aile kurmaktan bahsetmezler.
Evlilik aslında birlikte yaşamaya değer bulduğun kişiyle aynı evde yaşamayı seçmektir.
Öyle birini seçmemiz lazım ki hayatta ortak tepkiler gösterebilelim. O halde seçeceğimiz kişiyle ortak hedeflerimizin olması lazım.
Kadın genelde erkeğin ekonomik gücüne, erkek de kadının güzelliğine meyleder. Bu doğal olandır zaten. Ama somut başlayan herşey çabuk normalleşir hayatta. Dolayısıyla bir erkeğin sadece ekonomik gücü için evlenen bir kadın bu ekonomik güç ortadan kalkınca ilişkinin sürekliliği tehlikeye girer. Bir kadınla sadece dış güzelliği için evlenen erkek de mutlaka bununla sınanacaktır. Kadın yıllar geçtikçe güzelliğini kaybedince erkek sorun çıkarmaya başlar. Sürekli kalıcı olan ise kadının soyut güzelliğidir. ,
O yüzden bir erkeğin daha iyi bir kadını hak etmesi için onun soyut ve somut gücünü arttırarak albenisini ortaya koyması gerekir. Bir kadının da daha iyi bir eşi hak etmesi somut ve soyut albenilerini artırması ile olur.
Kadın kendi ile ilgili süreçleri yerine getirdiğinde erkek de kendine ait olan kısma sahip çıktığında ilişkideki güç dengeleri doğru yerine oturur ve kadın erkeğe, erkekte kadına çekici gelir.
Daha iyi birisini istiyorsan, daha iyi birisi olmalısın!
Hayatın değişmeyen yasası şudur: İnsan hak ettiği kişi ile evlenir. Hoşumuza gitsin ya da gitmesin; kişinin iyi biriyle karşılaşması, kendisinin ne kadar iyi biri olduğu ile alakalıdır. Dolayısıyla bu hayatta karşımıza çıkan ve bizim ile kalan kişiler aslında bizim kendi gerçekliğimizi, yani gerçekte kim, ne ve ne kadar olduğumuzu gösterir bize.
Ve daha iyiler ile karşılaşmak için, onları hak etmek yani daha iyi olmak gerekir
0 Yorumlar