Her gün insanı etkileyen, aklımızdan bile geçmeyen olaylar meydana gelir. Gün boyunca beklenmeyen bir çok hadise insanın önünde şekilleniverir.
Kişi geçmişe baktığında, hayatındaki olayların beklediği gibi gerçekleşmemiş olduğunu görür:
Hani o üniversiteye girmek istemişti de puanı yetmemişti. O da başka bir üniversiteye gitmek zorunda kalmıştı. İyi bir iş fırsatı çıkmıştı ama onu kabul etmediler, çok üzülmüştü. Ve daha sonra bundan daha iyi bir işe girdi. Hayatının eşini bulmak için çok bekledi. Ama hiç aklında olmayan, hayırlı biriyle evlendi. Çalıştı çabaladı, RABbi de ona bol bol verdi. Daha önce beklemediği şeyleri elde etti.
Ya da bunların tam tersi olmuş olabilir. Beklentileri daha yüksekti. Daha iyisini yapmak istemesine rağmen eline geçenler onun beklediklerinin hep altında kaldı. Bir türlü elde etmek istediği evi alamadı. Hayalindeki kariyeri yapamadı, işleri yolunda gitmedi. Evlendi ama boşanmak durumunda kaldı. Rızkını hep zar zor elde etti. Şu an baktığında başarısız bir hayat yaşamış gibi gözüküyor.
Ama her öykü sınav için vardır. Bazen başarısızlık olarak gözüken şeyler, kötü olarak bilinen olaylar vardır. Bunlar mutlaka kişiye bir şey öğretmek ve ders vermek için gelir. Ona daha hayırlısını vermek için. Çünkü tüm sistem adalet üzerine kuruludur. Kişinin yapması gereken kendisinin bu öykülerde hatalı ve eksik taraflarını anlaması ve deneyim çıkarmasıdır. Sonra da doğru tepki vererek gerekli bedelleri ödemesidir. Kişinin hayatta ödediği hiçbir bedel karşılıksız kalmaz.
“Bu hayatta herkesin eşsiz ve benzersiz bir hayatı var.”
Çünkü Yaratıcı eşsiz ve benzersiz. Dolayısıyla insana da eşsiz ve benzersiz bir hayat bahşetmiş. Ve insan bu hayatı yaşarken önüne çıkacak olayların hiçbirini kendisi aklından bile geçirmiş değil. Öyle olsaydı bayağı sıkıcı bir hayat olurdu zaten. Düşünsenize kişinin her beklediği şey gerçekleşiyor ve istediği her şey oluyor. O zaman sınav da olmazdı. Aslında her beklenmedik olay bize baskı vermek için var. İnsandan istenen ise gelen problemleri çözüp marifetlenmek ve sınavını geçecek olgunluğa ulaşmak. İnsana bu dünyada verilen sürede bunun için var zaten.
Hayatının senaryosu öyle bir yazılmıştır ki sonunda kişiye hiç beklemediği bir yaşam ortaya çıkarır. Kime sorsanız size ilginç yaşam hikayeleri anlatır. Hani derler ya “Anlatsam hayatım roman olur.”.
Hz. Yusuf o rüyayı görüp babası Yakub’a anlattığında, kendisinin kardeşleri tarafından kuyuya atılacağını beklememişti. Ne de Mısır’lı bir Bakan’a köle olarak satılacağını. Ya da Zeliha’nın ona göz koyacağını ve hapse atılacağını beklememişti. En sonunda da Mısır’a hazine bakanı olacağını ise hiç beklememişti.
Aslında Hz. Yusuf’un hikayesi herkesin yaşadığı hayatlarda şu veya bu şekilde benzerlikler bulur. Ama ortak yan meydana gelen hadiselerin hiçbirinin beklenmedik olmasıdır.
Zaten kutsal kitabımızda kıssası geçen hangi peygamber beklediği bir hayat yaşamış. ALLAH onları birçok zorluklarla sınamış ve en sonunda beklediklerinden çok daha fazlasını vermiş. Onların sınavları tabiki bizlerden çok daha büyüktü. Ama hayatları bizlere en güzel örnek oldu.
Hz. Eyüp hastalığı beklemiyordu, Hz. Zekeriya beklemediği zamanda çocuk sahibi oldu, Firavun sarayına aldığı bebeğin peygamber olacağını beklemiyordu, Hz. Meryem beklemediği bir çocuk dünyaya getirdi. Hz. Salih zamanında beklenmedik şekilde dağ deve doğurdu. İnkar edenler hep beklemedikleri zamanda helak oldular. ALLAH kıyamet saatinin de yine beklenmedik bir anda olacağını söylüyor.
RABbimiz eşsiz olduğunu her an ve her olayda gösteriyor.
“İnsan ne bekliyorsa işte o beklediği şey olmayacak.”
Ya beklediğinden daha iyisi olacak ya da beklediğinden daha kötüsü olacak.
Hayattan beklentileri, kendinden beklentisi fazla olan kişiler hep daha iyisi ile karşılaşır. Daha şükürlü ve daha mutlu bir hayat yaşar.
Deneyimsel öğreti der ki: “Kişinin kendi beklentilerinin altında gerçekleşen her hadise onu mutsuz eder. Beklentilerinin üzerinde gerçekleşen her hadisede onu mutlu kılar.”
O zaman beklenti yönetimi kişinin hayatının dizginlerini ele almasında çok önemli.
Dolayısıyla kişinin mutlu olabilmesi için, kendisine verilenlerden tatmin bir hayat yaşaması gerekir. Ve kendi bedellerini ise arttırması gerekir.
İşte insan bu öngörü ile yaşadığında, hayatında mutlaka hiç beklenmedik olumlu gelişmeler olur. RABbi ona eşsiz benzersiz bir hayat yaşatır. Ummadığı ama her şeyin verildiği, tatmin olacağı bir hayat. Çünkü tüm beklentisi onun için en iyisini bilen RABbindendir.
RABbi insanı hep ikramlıyor. İnsan hayattan beklentilerini azalttığı zaman daha fazlasıyla ikramlanıyor. İnsan ne yapmış olarak bu kadar şeyi hak etmiş olabilir? RABbinin ona verdikleri o kadar fazla ki. Nefes alıyor olması bile bir mucize. Sadece bunun farkına varabilmek gerekiyor. İşte insan o zaman ona zaten hep beklediğinin üzerinde verildiğini anlayacaktır. Aslında sahip olduğu yaşam da ALLAH’ın bir lütfu değil mi?
Yaratıcı, bu dünyada RABbinden gelene razı olanlara, beklentilerini minimuma indirenlere, hem bu dünyada hem de Ahirette hiç beklemedikleri güzel bir hayat ve nimetler vadediyor.
Ve ALLAH vaadinden asla dönmez.
0 Yorumlar