Hayat Labirenti

Hayat bir labirent gibidir. Bu labirentin bir girişi bir de çıkışı vardır. Çıkışa ulaşabilmek için bize belirli bir süre verilmiştir. Anne karnında labirent için hazırlık başlar ve dünyaya gözümüzü açtığımız andan itibaren de hayat labirentinde ilerlemek zorunda kalırız. Bunu da labirentte kaybolmadan ve süremiz dolmadan yapabilirsek başarılı oluruz.

Hayatın ilk yıllarında yanımızda bizimle ilgilenen insanlar vardır. Bu süreçte biz hayatı tanımaya çalışırız. Düşe kalka, deneyip yanılarak, hata yaparak… Bazen yanımızdakilerden destek alarak ilerleriz. Biraz daha büyüdükçe seçeneklerimizin artmasının yanında hata yapma hakkımız da azalmaya başlar. 

Kimi zaman yalnız ilerlemek zorunda kalırız. 

Karar vermek güçleşir. “Ne yapacağım, ne yöne gideceğim? Neye göre yol alacağım?” diye düşünürüz.

Labirentte bazı yollar çıkmaz sokaklara, bazı yollar dolambaçlı ve tuzaklı yerlere, bazı yollar da bizi hiç bilmediğimiz yönlere çıkarabilir. Bu yollar kendi belirlediğimiz çıkışın çok uzağında olabilir.

Her yol ayrımında bize, doğru seçeneği gösteren bir işaret ya da bir iz olsa işimiz ne kadar kolaylaşır. Biraz dikkatli baksak aslında hayat bize muhakkak bir işaret gösterir. Mesela; “Bak burası çıkmaz sokak boşa vakit kaybetme!” diyen bir tabela güzel olur değil mi? Ya da yolda ilerlerken geriye dönmüş olanların doğru yol olmadığı için ayak izleri.

Hayat bize her zaman iz ve işaretlerini verir.

Biz sadece doğru okumayı öğrenebilmeliyiz. Peki her iz ve işaret bizi doğru çıkışa götürür mü? Yani bizi dünümüze göre daha iyi yapacak, kişiden kişiye değişmeyecek gerçek çıkışı bulabilir miyiz? Bu durumda hayatın yasaları devreye girer. 

Hangi hamlede hangi sonucu alacağımız bellidir. Daha önce bu labirentten geçip gidenlerin hayatlarından deneyim çıkarıp, daha iyi bilen birini bulabilir ve kendimize rehber edinebiliriz. 

Hayatımızda bunun gibi değişmeyen yasalar vardır. Bu yasalar biz istesek de istemesek de işler. Burada hangi yasaya göre hareket etmeli olduğumuzu bilirsek hatalarımızı büyütmeden önlem alabiliriz. Girdiğimiz yolun bizi yanlış olana götürdüğünü fark eder, vakit kaybetmeden geri dönebiliriz. 

Labirentin direk çıkışı gösteren bir haritası olsa, ne olurdu ki?” dediğinizi duyar gibiyim. O zaman çıkışa ulaşma motivasyonumuz, isteğimiz bu kadar kuvvetli olmazdı. Hem her çıkış herkesi aynı yere çıkaracak diye bir durum da söz konusu değil. Labirentte her birimizin çabaları sonucunda elbet çıktığımız yer de farklı olacak. İşte önemli olan da bu…

Labirentin oyun kurucusu...

Labirentin oyun kurucusunun istediği şekilde bir yön belirlemeliyiz. O yolda da doğru bedeller ödemeliyiz. Evet, “oyun kurucu”… Doğru duydunuz. Hayatta hiç bir şey tesadüfen bir araya gelmez, gelemez… Bir kurucusu, yöneticisi vardır ve bize bir süre vermiştir.

Belki çıkışa ulaşamayacağız. Buna süremizde yetmeyecek… Yön doğru olduktan sonra oyun kurucu bize neden merhamet etmesin ki?

İstediği; bizi elemek, oyun dışı bırakmak değil, bizi yolda görmektir.

Yani sebeplerimize odaklanıp sonucu O’na bırakmak…

Peki doğru kapının yönünü nasıl belirleyeceğiz? 

Hayatın tüm kurallarının yazılı olduğu bir kitap var mıdır acaba?

Tabi ki var.

Hem de tüm insanların ulaşabileceği ve gözünün önünde olan bir kitap.



Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla!!! Niyet ettik yol almaya…

    YanıtlaSil
  2. Labirentte çıkışı gösteren bir rehber olsa, işaretleri okuyabilmek ne büyük konfor. Şükürler olsun ki var, şükürler olsun ki rastladık.

    YanıtlaSil
  3. İnsanoğlu hayatın içerisinde sürekli olarak işaretlere bakarak yolunu bulacaktır. Daha sonra olayı görecek. Olaydan sonraki izinden de deneyim transferi yapacaktır

    YanıtlaSil
  4. İşaret var okuyabilene,
    Deneyim car okuyabilene,
    Kitap car okuyabilene,
    İkra’bismi rabbbikellezi halak

    YanıtlaSil
  5. Çok guzel bir yazı olmuş, insanı kendine getiren bir yazı ellerinize saglik...

    YanıtlaSil
  6. Alice Harikalar Diyarın kitabında bir bölüm vardır. Alice ile tavşan yolda yürürken yol ikiye ayrılır. Alice tavşana bir soru sorar. "Hangi yoldan gideyim?" Tavşan der ki; "nereye gideceğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin bir önemi yok." Bu yazıyı okuyunca o kitap geldi aklıma. ALLAH bizi doğru yoldan gidenlerden eylesin inşALLAH...

    YanıtlaSil