Sabır

Hani payımıza düşen kader, Kalubela dediğimizde belirlenmişti ya. 

Bize sorulmadığı halde lafa girdiğimiz için atılmıştık bu dünya sahnesine. 

Dünya Sahnesi

Herkes oynuyor üzerine düşen rolü, ama iyi ama kötü… 

Hiç istemedi kadın, evini, arkadaşlarını, işini bırakıp başka bir ülkeye gitmeyi. Eşi “Ne kaybederiz, hiç olmadı bir tatil yapar döneriz.” demişti. Toplandılar çoluk çocuk bir süreliğine gittiler. Eşinin bilinenine, kendisinin bilinmezine doğru yol aldılar. Alışmak zor geldi en başta; dil bilmeden, yol bilmeden, iz bilmeden… 

Hüküm verilmiş, eşi de o hükme hizmet etmişti aslında. Kadını oraya götüren eşi gibi gözükse de planlayanın başka planları vardı. Yalnızlık dört bir yanını sarmıştı. Etrafında kimsesizlik, çaresizlik, yalnızlık duyguları dolaşıp duruyordu… Başta anlamadı kadın, sorguladı “Benim burada ne işim var?” deyip durdu zihni. Sonra bir gün birinden bir cümle duydu. 

Düşünceli Kadın

“Yalnız olanın payına arkadaş olarak Allah düşmüştür. Allah’ın sizi sarıp sarmaladığını en çok hissettiğiniz zamanlar, hicret gibi daha yalnız kaldığınız zamanlardır. Bilmediğiniz bir ülkeye gittiğinizde, bilmediğiniz bir şehre gittiğinizde ve hayır için gittiğinizde, arayıp sizinle görüşecek olan kişilere ulaşamayıp tek başınıza kaldığınızda, sizin arkadaşınız Rabbiniz olmak istiyordur.”

Bu cümle onu kendine mi getirmişti? Yoksa kendinden mi geçirmişti? O an anlayamadı. Mutlu desen mutlu değildi, üzgün desen üzgün değildi. Karmakarışık duygular içerisindeydi. Sanki çok çok uzaklardan bir mektup almıştı da son cümlesi “İyi ol ama biraz bekle, biraz sabret…” der gibiydi. 

Bu süreç onun elinde değildi, telaşa, endişeye, korkuya gerek yoktu. Sadece sabredecekti. 

Elden bir şey gelmeyen sonuçlara sabrı cemil gerekirdi. 

Bir gün eşine, devam ettiği eğitimin yeni tarihlerini iletti. Eşi “Uzaktan katılabildiğin bir şeye neden onca yolu gitmek istiyorsun? Hem de o kadar uçak bileti parası vermeye gerek var mı gerçekten?” dedi. Kadın eşine baktı gülümsedi. Sadece “Evet gitmeliyim, zor olan yolu gitmek değil, taşı buradan büyütmek.” dedi. Eşi bir şey diyemedi çünkü ne demek istediğini o da biliyordu. Bir umutla belki vazgeçer diye, eşi bilet almayı başka bir güne erteledi. 

Kadın Erkek İletişim

Birkaç gün sonra “Son kararın mı? Emin misin? Beni çocuklarla mı bırakacaksın...” diye art arda sorular sıraladı. Kadın netti, biliyordu ki oyunu ancak böyle bozabilirdi. Eşine dönüp “Allah’ın hükmü zaten gerçekleşecek, fotoğraf karesinde engellerken mi, desteklerken mi çıkmak istersin? dedi. Bir süre sessizlik oldu. Bir cümleyle olayı sonlandırmak ne kadar da güzeldi. Sadece taşını büyütüp, hayırda olan insanlarla buluştuğu eğitimine gitmek istiyordu. Oturup uçak biletini aldılar ama erteledikleri için büyüyen bir fiyatla… 

Uyum sağlamalı, olayları, kişileri idare edebilmeliydi. Bunun da farkındaydı. En nihayetinde eski yaşantısıyla birlikte oradaki yeni yaşantısına da sabrı celal göstermeliydi. Yalnız kalmak hayatındaki birçok şeyi netleştirmişti. 

Ertesi gün ülkeye gezmeye gelen arkadaşlarını safariye götürdüler. Ayakları yalın ayak tepelerde yürümeye başladı. Kum tepeleri sanki hiç umut yokmuş gibi görünüyordu. Ta ilerideki palmiye ağaçları ise umut hep vardır diyordu. Yürüdükçe düşündü, düşündükçe yürüdü… 

Çıktığımız yer Kalubela, varacağımız yer ebedi hayat ise… 

“Geçiyorsak sadece dünyadan hakikaten nedendir bu telaş?” diye geçirdi içinden. 

Biraz taşı büyütmeye çalışıp, varacağımız yerde o taşı bir gediğe cuk diye oturtabilirsek amenna. 

Taşı kuma çeviren, kum tepelerini rüzgarla yürütüp yer değiştirten, çölü sele götüren senin hayırda adım attığın yolda engel bırakır mı hiç? 

Sen yeter ki yalnız kaldığında sağ ve sol omuzundaki ekibinle payına düşeni selamlamasını bil… 

Derin bir nefes aldı, verirken de; 

“O zaman bana düşen sabrı cemildir bu çölde, eğitime uzaktan katılmam için sebepler ortaya koyan kocama karşı da sabrı celal…” 

Son sahnede sabredenlerden olup, yalnızlığımızda payımıza düşenin sarıp sarmalaması dileğiyle…



Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Çok faydalı bir yazı olmus. Ellerinize sağlık. Gercekten Bu hayat sahnesinde hangi rölü oynacağız iyiyimi yoksa kötüyümü seçim bizde...

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir yazı. Elinize sağlık...

    YanıtlaSil