Evet! Bir Ramazan ayı daha geliyor. Eskilerin sürekli söylediği “Nerede o eski Ramazanlar?” cümlesini duyar gibi olduk.
Peki bu Ramazan’da ne yapacağız?
Neler yapmayacağız?
Nasıl yaptık?
Ne için yaptık?
İşte bu soruların izahı gerekiyor. Tabi biraz da mizahı…
Vücudumuz olağan dışı açlık karşısında hemen tepki vermeye başlar.
- ⊛ İlk önce boğaz bağırır; “Kuruduk kaldık, birazcık su yok mu?”
Su ki, geçtiği yolda ihtiyaç görendi.
⊙ Derken, mide bağırmaya başlar; “Yok mu yeni bir besin, hemen öğüteyim?”
Besin ki canlılığımızı, hayatta kalmamızı sağlıyordu.
⊘ Bağırsaklar boş durur mu? Hemen bağırdı; “Yok mu bir besin, hemen doğru ile yanlışı ayırayım?”
Sonuçta vücudu yanlıştan hemen uzaklaştırılması gerekti. İlk günler bağırışlar ile geçer.
⊝ Tabi ki beyin de buna kayıtsız kalmaz; “Ben en iyisi biraz ağrıyayım da organların sesini duymayayım.”
⊕ Kalp de araya atlar hemen; “Benim yolumu tıkayacak bir şey gelmiyor. Ben en iyisi işime devam edeyim.”
Tabi ki tüm istekler irade karşısında eridiği için, organların da isyanı bitmişti. Madem bir zorluk var, o zaman bir şeyler yapmalıyız. Canlılık için enerji gerekliydi.
- ⊝ Beyin hemen seçenekleri sundu; “Kaslara emir verelim, buzdolabındaki pastayı yiyelim.”
⊕ Kalp hemen karşı çıktı; “Bu seçenek bizi ancak şimdilik kurtarır. Farklı şeyler bulmalıyız.”
⊝ Beyin; “O zaman akşama kadar yatalım.”
⊕ Kalp; “Bu beynin hiç çalışmakta gözü yok, saksıyı biraz çalıştır.”
⊝ Beyin en sonunda çabaladı; “Gerekli enerjiyi depolarımızdan sağlayabiliriz.”
⊕ Kalp; “Hay aklınla bin yaşa. Tabi onları depolarken, doğru yanlış ayırmamıştık. Şimdi ayrışma zamanı…”
⊚ Karaciğerim birden söze daldı; “Zaten erteleye erteleye büyüttünüz şu göbeği.”
Ramazan ayındaki bu yaşanan durum bedenimizin ve zihnimizin birbiriyle uyumunu anlamamız içindir. Bedenimiz ile zihnimiz birbiri ile uyumlu ise, deneyim transferi yapabiliriz. O zaman bedenimizde olanları sıralamaya çalışayım.
Normal zamanda yaptıklarımız nelerdi?
- Bir bilgiyi (besini) alıyoruz. Bunu irdeleyerek öğütmemiz gerekiyor. İlim (su) ile doğru ile yanlışı ayırıyoruz. Son olarak da doğruyu hayatımıza geçirip, yanlışı hayatımızdan çıkarmalıyız.
Aslında normal zamanda bile bedenimiz bize çok şey öğretiyormuş…
Peki Ramazan ayı bizlere neler katıyor?
- Önceki bilgiden (besin) faydalanmak için dışarıdan bir etki olmadan tekrar gündemimize almamız gerekiyor. Gündeminde dışarıdan etki ve duygu olmadan irdeleyince (öğütünce) hayatımız için kıymetli olan bilgiler varmış.
- İrdelemediğimiz her bilgi aslında bize bir yük oluşturuyormuş. Bu da bizim hayat enerji sistemimizi etkiliyormuş. Damar tıkanıklığı gibi düşünebiliriz.
- İçimizdeki su ile temizlenebildiğimizi görmeliyiz.
- İçteki güzellikleri görmek için, dış dünyaya ara vermek gerektiğini anlamalıyız.
Meğerse Ramazan ayı bize çok şey öğretmiş. En çok da yapmaktan çok yapmamamız gerektiğini öğretmiş.
Şimdi bu öğrendiklerimizi bir fidan misali hayatımıza ekme zamanıdır. Toprak olup gitmeden, bu fidelerin su ve ışıkla buluşturmalıyız.
Biraz etrafa bakarsak, su ve ışığın bolca olduğunu göreceğiz. Biraz daha dikkatli bakarsak, kim bilir…
Belki de arkasındaki hikmeti görürüz.
İlim, bir bilinenden başka bilinmeyen hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlar. Deneyimsel Tasarım Öğretisi bizlere başımıza gelen her problemin sebebini bulmamızı sağlar. Çünkü problemin sebebini değiştirmeden sonuçlarını değiştiremeyiz. Sebepleri bulduktan sonra problemin çözümü için strateji gerekir. Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın problemlerinin çözümü için strateji verir.
0 Yorumlar