Büyük oğlum Mustafa 11 yaşında idi. Yaz tatillerinde evimize bir kilometre uzaklıktaki bir spor salonuna giderdi. Hem mahalledeki arkadaşları ile eğleniyordu hem de karate öğreniyordu. Bir erkek olarak kendini daha güçlü ve iyi hissettiğini söylüyordu. Çok sevdiği bir öğretmeni vardı. Kemal hoca; hep ondan hayranlıkla ve sevgi ile bahsederdi.
Mustafa ile neredeyse her gün internet kullanımı ile ilgili tartışırdık. Kaç defa söylüyordum bilmiyorum: ‘’Mustafa kapat şu tableti, kitap oku, ödev yap, ne yapıyorsan yap yeter ki tableti kapat ‘’ diye.
Artık ne söylediğimin önemi yoktu. Duymuyordu bile beni, duyuyorsa da hiç tepki vermiyordu. Bu da beni deli ediyordu.
Yine bir gün beni duymayınca çileden çıktım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bu haldeyken bir yandan bağırıyor bir yandan da Mustafa’nın odasına doğru gidiyordum. Elindeki tableti alıp ne ara duvara fırlattım hatırlamıyorum. Tablet paramparça olmuştu. Mustafa’nın gözyaşları ile kendime geldim. Ona ve kendime yaşattığım şiddetten dolayı utandım ve bende ağlamaya başladım. Üzüldüğümü Mustafa da anlamıştı. Ve bana doğru yaklaşarak "anne sana hocamla yaşadığım bir hikâyeyi anlatmak istiyorum" dedi.
"Karate için spor salonuna yeni başlamıştım. Kemal hoca ile her gün aynı saatte buluşup çalışıyorduk. Bir gün salona gittim ve bize koşu egzersizi ile başlamamızı söyledi. Sonrasında da kendisi eline bir süpürge aldı ve spor salonunu köşelerden başlayarak süpürmeye başladı. Bir yandan süpürüyor bir yandan da bize sesleniyordu. Bir an durdum, aslında onun elinden süpürgeyi alıp ben temizlemek istiyordum. Aynı zamanda çekiniyordum da. Sonrasında cesaretimi topladım ve koşu yapan arkadaşlardan ayrılıp Kemal hocanın yanına gittim. Hocam dedim siz bırakın ben süpüreyim. O da saçımı okşadı ve teşekkür etti.
Bana "etrafın çok kirlenmiş olduğunu fark ettim. Sizlere temizleyin diyecektim. Sonrasında ben temizlemeye başlayınca eminim onlarda beni takip ederek temizliğe katılırlar diye düşündüm. Beni şaşırtmadığın için teşekkür ederim’’ dedi.
"Anne her gün defalarca bana tableti bırak diye söylemek yerine acaba sende elindeki telefonu bırakıp örnek mi olsan?"
Çok acı bir konuşmaydı; aynı zamanda da gafletten uyandırıcı. Kime niyet, kime kısmet.
11 yaşındaki oğluma ders vereyim derken o bana strateji veriyordu.
Çocuklarımız yetişirken; söylediklerimizi değil, yaptıklarımızı takip ediyorlar.
Acaba takip edilecek hangi doğru davranışlarım var?
3 Yorumlar
Öğrenme model alarak meydana geliyor. Söylem değil eylem zamanı :)
YanıtlaSilHerkesin hayatında benzer hikayeler var .Söylediğimizin muhatabımızda hal değişikliği yapması için .Samimi olmamız ,söylediğimizde yapıyor olmamız gerekmektedir.
YanıtlaSilDönüşüm ilk önce kişinin kendisinden başlar.. :)
YanıtlaSil