HAYAT KİTABI

 



 Her insan, yaşadığı hayatı satır satır yazan bir yazar gibidir aslında... 

İnsana hem defter hem de kalem verilmiştir. Ve hayattaki seçimler kendisine bırakılmıştır. Hangi hikayeleri yaşayacak? Kimlerle ilişkisi olacak? Kiminle evlenecek? Hangi şehirde yaşayacak? Hangi mesleği yapacak? Doğru mu söyleyecek, yalan mı? Adaletli ve merhametli mi olacak, zalim mi?…

 

Kitabın yazarı ve baş oyuncusu kişinin kendisidir. Diğer herkes bu senaryoda ya yardımcı oyuncu ya da figüran olarak kişinin hayatına girer ve çıkar. Kimileri izler bırakır, kimileri ise unutulur gider. Yaşanan her olay bir mesaj verir. Her birinin bir anlamı vardır ve kişinin kendi seçimlerinin bir sonucudur.

Sonunda yaşanan farklı farklı hayatlar ve kitaplar meydana gelir…

Her biri birbirinden ilginç ve keşfedilmeyi bekleyen hikayeler barındırır içinde. 

Acılar…

Hazlar…

Korkular…

Zorluklar… 

Başarılar…

Başarısızlıklar…

Kazanılanlar…

Kaybedilenler… 

 


İnsanlarla sohbet ettiğinizde herkesin anlatacak bir hikayesi vardır. Bu hikayelerle her biri bir deneyim transferi yapar aslında. Kendi kitaplarının içinden bazı bölümleri aktarırlar. Sayfaları şöyle bir karıştırıp geçmişe giderler.

  

İnsan gençken yazılmamış sayfalar yazılmış olanlardan daha fazladır. O dönemlerde her istediğini yapabileceği bir hayat vardır önünde. Ama verilen her bir kararla ve yapılan her bir seçimle kitabın ana hikayesi yavaş yavaş şekillenmeye başlar. 

 

Kişi yaşadıkça bu sayfalar çoğalır. Kimi zaman güzel hikayeler, kimi zaman ise hatırlanmak bile istenmeyen anılar oluşur içinde. Bazen pişmanlıklar, bazen mutluluklar...

 

Oysa hayat, her anının en iyi şekilde değerlendirilmesi gereken bir zaman dilimidir ve çok kıymetlidir. Fırsat bir kere verilir ve insan hayatı çok kısadır. Nasıl ki 2-3 saatlik bir filme koca hayatlar sığabiliyor, işte insanın kitabını da toplayıp bir film yapsak o kadar kısadır aslında.

 

Bu kadar kısa olan hayatı daha anlamlı yaşayabilmek ve yapılan hataları tekrar etmemek için daha önceki yaşamlardan deneyim transferi yapmak o yüzden çok önemlidir. 

 

Alınacak nice öğütler, nice ibretlik dersler vardır her bir hayattan…

 

Her kitap mutlaka bir amaç için yazılır.  Kitap bitmeden önce kişinin onu niçin ve kimin için yazdığını iyi bilmesi gerekir.

 

Çünkü bir kitabın değeri amacına uygun yazılıp yazılmaması ile ölçülür.

 


Peki bu hayatın sonunda ortaya çıkacak kitap değerli bir kitap mı olacak yoksa değersiz bir kitap mı? 

 

O zaman şu soruya da cevap vermemiz gerekiyor: 

 

Kalemi ve defteri emanet olarak verenin insandan beklediği nedir? Ve insan O’nun amacına ne kadar uyumlu bir hayat yaşıyor?

 

Yoksa insan sadece kendi arzu ve isteklerinin peşinden mi koşuyor? Nasıl olsa bu hayat bir daha gelmez diyerek eline geçen her kaynağı, zaman da dahil har vurup harman mı savuruyor? Bu imkanları ona sağlayanı unutuyor mu?

 

İnsan ancak gerçek amacına uyumlu yaşarsa bu dünyada mutlu ve huzurlu bir hayatı olur. Hedefler amaca uyumlu hale gelir. O zaman o kitaptaki olaylar, hikayeler ve kişiler de ona göre dizayn olur ve anlam kazanır. Okunası bir kitap olur.

 

Er ya da geç, her insan arkasında bir kitap bırakacak. Bu kitap ya okumaktan keyif alacağı ya da pişmanlık duyacağı bir kitap olacak.

 

“Ah keşke kitabımı daha iyi yazabilseydim, daha fazlasını yapabilseydim” dememek için hayatın gerçeklerini bu hayat bitmeden önce görebilmek gerekiyor. 

 

İnsan sahte amaçlar peşinden koştukça yazdığı sayfalar çoğalıyor ama gereksiz ve anlamsız bir kitap bırakıyor arkasında. 

 

En nihayetinde zaten ona al da oku kendi yazdığın kitabı denmeyecek mi? Küçük büyük her şeyi yazmış diyeceği bir kitap. 

 

Her şeyden önemlisi, bu kitabın amacına uygun yazılıp yazılmadığını, akıbetinin ne olacağını, ona kalemi ve defteri ilk başta emanet eden, bu hayatı ona veren söyleyecek. 

 

Oysa ki, O, bütün bunları insan anlasın diye, öncesinden ona yol gösterici bir hayat kitabı da yollamıştı…

Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. Amaçsız gibi görünen her şeyin bir amacı varken, insanın kitabını amaçsızca yazması ne ironidir.

    YanıtlaSil
  2. Kalemi ve defteri emanet olarak verenin insandan beklediği nedir? Ve insan O’nun amacına ne kadar uyumlu bir hayat yaşıyor?
    Her anımızda bu aklımıza gelse durum ne kadar da farklı olurdu.. emeklerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş..

    YanıtlaSil
  3. Kitabı rafta süs olarak duranlardan olmayalım inşallah…

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel bir yazı. Kitap açık sınav oluyoruz. Kopyala ve yaz. Aslında ne kadar da kolay değil mi?

    YanıtlaSil
  5. Başrolde insanın bizzat kendisinin olduğu bir kitap. Boş ve dilediğiniz yazmam mümkün...

    YanıtlaSil
  6. Kaleminize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş. Okumaktan keyif alacağımız kitap yazmak dileğiyle..

    YanıtlaSil