Onur, çocukluğunda insanlara yardım etmeyi seven, yerinde duramayan kıpır kıpır bir çocuktu.Dersleri iyi olsa da babası bir meslek sahibi olsun diye meslek lisesine kaydetmişti. Okul dışı zamanlarında elektrikçi olan dayısının yanında çalışıyordu. Hem işi öğreniyor hem de okul harçlığını çıkarıyordu.
Dayısı Onur'u gece yarılarına kadar inşaatlarda çalıştırıyor, işi öğretiyordu. Deyim yerindeyse çekirdekten yetiştiriyordu.
Kadir ve Ali samimi arkadaşlarıydı. Onlarda esnaf çocuklarıydı, babalarının yanında çalışıyorlardı. Bir yandan okul bir yandan iş yapmaları onları yormuyordu. Meslek dersleri de keyifli geçiyordu.
Onur'un dayısı ihalelere giriyordu. Kamudaki işlerinin yanısıra inşaatların elektrik işlerini aldığı için yoğun çalışıyordu. Diğer taraftan da işi hızlıca öğreniyordu.
Dayısı sürekli iş aldığı için daha büyük işlere giriyor. Bazen de aldığı işlerden zarar ediyordu. “Bir sonraki işten kar ederiz, amann ne olacak ki? Hep kar mı edeceğiz? Ticarette kar da var zarar da var.” diyordu. Hiç olmayacak işleri alıyor ve her defasında “Battı balık yan gider.” diyordu.
İşleri büyüttükçe dayısının tüketimleri de artıyordu. Zarar etse bile tüketimlerinden ödün vermiyordu. Onur, dayısına eskisi gibi inşaatlara uğramadığını ve malzeme alımlarını dayısının yapmadığını görüyordu. İşlerin rayında gitmediğini de anlamıştı.
İnşaatta duvar kırmaktan nasır tutmuş ellerini çaresiz, başında gezdiriyordu.
Dayısının çocuklarına bakıyor, son model telefonlar kullanıyorlardı. Lüks ve pahalı yerlerden giyiniyorlardı. İşlerden uzak, son model arabalar… Onur dayanamayıp, dayısına:
“Bu aralar işler iyi değil sanki. Malzeme yok diye çalışamadık. Sevkiyatta mı problem var yoksa başka bir şey mi?”
Dayısı, “Sipariş verdik, gelecek birkaç güne...” dese de Onur için mantıklı bir cevap olmamıştı. Dayısı aldığı ürünlerin vadesi geldiğinde ödeme yapamadığı için yeni siparişleri onaylanmıyordu. Bankadan aldığı krediler gecikmeye giriyordu.
Bir gün dayısının telefon konuşmasına şahit olmuştu:
- - “Elimdeki çeklerin vadesi var, çeki kırdırırsak ne kadar zararımız olur?” diyordu.
- - “Dayı çek kırdırmak ne demek? Neden ne kadar zararımız olur? dedin.”
- - “Müşterilerden aldığımız çekleri vadesi gelmeden nakite çeviriyoruz ki ödemeleri yapıp yeni mallar alalım.”
- - “İyi de neden böyle bir şey oluyor ki?” diye sorunca;
- - Dayısı da “Battı balık yan gider yeğen.” deyip gülüyordu.
Dayısı bir batıp bir çıkıyordu. Tabi günler ardı ardına bakmadan geçip gidiyordu. Nihayet Onur okuldan mezun olmuştu. Dayısının işleri pek iyi gitmediği için babası meslek yüksek okuluna kayıt olmasını istedi. Onur başka bir şehirde okula başladı.
Dersleri iyi gidiyordu. Ek iş yapabilmek için akşam saatleri uygundu. Akşam da mesleği ile ilgili bir iş bulamadı. Bu yüzden bir kafede yarı zamanlı çalışmaya başladı.
Sevmediği ortamları görünce dayısının sözü aklına gelirdi: “Battı balık yan gider.”
Orada insanların nasıl para harcadıklarını görünce şaşırıyordu. Okuldan arkadaşları da takılıyorlardı. Ellerinde sürekli telefon ve bir şeyleri takip ediyorlardı. Dayanamayıp okul arkadaş Rıdvan’a sordu:
“Bu telefonda takip edip durduğunuz şey nedir?” diye sordu.
Rıdvan, “Vegası duydun mu?”
“Evet...” dedi.
“İşte bu telefon küçük Vegas. Ama şansın iyi giderse büyük kazanırsın. Ama sen bulaşma iyi bir şey değil bu kumar. Sen işine gücüne bak.” dedi.
Dedi ama Onur telefona sarılıp “Bir şeylere bakayım...” dedi. “Oynamam ben zaten ama ne olduğunu ben de öğrenmiş olurum.” dedi.
Onu artık küçük küçük oynamaya başlamıştı bile. Kazandığı parayı görünce işe gitmesine de gerek kalmamıştı. “Zaten yoruluyorum. Akşamları dinlenirim. Okulumu da en iyi dereceyle bitiririm.” diyordu.
Bir süre sonra telefonda sabahlara kadar kumar oynayınca sabahları uyuyor, derslere katılamıyordu. Para kaybedince o da kredi çekiyordu. Her sıkıntıda söylediği tek söz vardı: “Battı balık yan gider.”
İki yıllık olan okul uzamış. Kumarın yanında sigara ve alkole de başlamıştı. Ürettikçe üreten Onur, tükettikçe tüketip battıkça batıyordu.
İnsanın bu hayatta seçimleri vardır. Peki insan seçimlerini neye göre yapar? İnsan bunu hayatta yaptığı hatalar vardır. İnsanın hayatını mahveden şey hata yapması mı? Hata tekrarı mı?
0 Yorumlar