Aynadaki Hediye

Bir şey hediye etmek ne güzel. Bir doğum gününde, evlilik yıldönümünde ya da mezuniyette. İnsanın sevdiklerine hediyeler vermesi güzeldir. Ya da sevdiklerinden hediyeler alması.

Peki aldığımız bir hediye karşısında ne kadar mutlu oluyoruz? Mutluluğumuzu nasıl ölçüyoruz? Hangi hediye karşısında ne kadar mutlu oluruz? Bir kalem veya bir tektaş yüzük aldığımızda aynı mıdır mutluluğumuz?

Bu hissettiğimiz mutluluk sadece bir hediye ile alakalı değildir. Başardığımız bir iş, kazandığımız bir sınav da mutlu hissettirir. Mezun olduğumuz bir okul birinin hayatında kabul görmemiz mutlu eder. Evlilik teklifimizin kabul edilmesi veya bir evlilik teklifi almış olan kişi mutlu olur. Bir işe başlamamız bunların hepsi insanı mutlu eden şeylerdir.

Aynı hediye karşısında insanlar farklı derecelerde mutlu olabilir. Aynı başarı veya aynı güzel şeylerin insanlara farklı hissettirmesinin nedeni vardır. İnsanlar aynı şeylere farklı tepkiler verir. Bir tek taşı istemeyen de var, bir çiçeğe gözünün içi gülen de.

Aslında ne hissedeceğimiz ve ne kadar hissedeceğimiz bizim ile ilgili. Tamamen insanın kendisi ve iç dünyası ile ilgilidir. İnsana hayatı boyunca yetecek miktarda mutluluk verilmiştir. Eğer hâlâ içimizde mutlu olabilecek kadar hakkımız kalmışsa. O zaman aldığımız hediyenin, başardığımız bir işin anlamı olur. Hayatımıza kattığımız bir değerin karşılığı mutluluk olarak hissedilebilir.

Mutlu olabilmek insana doğuştan verilen bir hediyedir. Fakat insan hissettiği mutluluğu karşısındaki kişiye, karşılaştığı olaya bağlayabilir. Aldığı hediyeye göre mutlu ya da mutsuz olabilir. O zaman asıl hediyenin, mutlu olmanın doğuştan verildiğini anlayamayabilir. Gördüğümüz şey sadece ambalajıdır. Herhangi bir hediye, herhangi bir başarı ya da bizi mutlu eden her şey bir ambalajdır sadece. Oysa hissettiğimiz mutluluk bizim kendimizindir. Mutluluk bir nimettir, evet büyük bir nimet hem de.

Mutluluk insanoğluna verilen sayısız hediyelerden sadece bir tanesidir.

Aynaya bak ve sana verilen hediyeyi gör.