DEPRESYONDAYIM NE YAPMALIYIM? DEPRESYONDA OLAN BİRİ NE YAPMALI?

İnsanlar son zamanlarda şu soruları çok soruyorlar: ''Depresyondayım ne yapmalıyım? Depresyonda olan biri ne yapmalı? Depresyon ilaçsız nasıl geçer?'' 

İşte Aylin de depresyonda olduğunu yeni yeni anlayan kişilerden birisiydi. “İçimi yalnızlık ve çaresizlik kapladı. Çocukların derdi ile uğraşmaktan bıktım artık. Onlara söz de dinletemiyorum. Dışarıda kötü arkadaşlar edindiler. Eve her gün gece yarıları geliyorlar. Kocam, bu süreçte bana hiç yardımcı olmuyor; aksine, sorunları büyütmekten başka bir şey yapmıyor. Hiç bir sorumluluk almıyor. Her akşam kavgalarla dolu anlarla karşı karşıya kalıyoruz. Tüm bu zorluklarla baş etmenin yollarını bulamıyorum. Kendimi yetersiz hissediyorum, adeta güçsüzüm. Hayattan zevk almak, içimdeki isteği hissetmek artık imkansız gibi. Her şeyden uzaklaşmak, hiçbir şey yapmak istememek...

Yaşam sevincimi kaybetmiş gibiyim...”

Depresyonun bu hüzünlü labirentinde kaybolmuş bir anne... Çocuklarının derdi, ev içerisindeki çalkantılar ve kocasının desteksizliği adeta ağırlık gibi üzerine çökmüştü. Çocukları geceleri eve geç geliyorlardı. Kocasının yardımcı olmamasındaki tutumu, kadının her gününü bir savaşa dönüştürmüştü. Ancak, bu feryatlar ve çözümsüzlükler çevremizde sıkça duyduğumuz, sessiz çığlıkların sadece bir örneği.

İnsanlar çoğu zaman yaşadıkları sorunlarla başa çıkamadıklarında ve çaresizlik hissetiklerinde psikolojik bozulmalar yaşarlar. Bu durumda, bir çözüm yolu olarak ilk akla gelen psikologlardır. Ancak, bu tür danışmanlıkların etkili olabilmesi için kişinin gerçek problemini açığa çıkarabilmesi önemlidir. Aksi takdirde, problemi tanımadan sadece dinlemek, kişiye daha fazla çözümsüzlük getirir. 

Sürekli aynı problemleri paylaşmak kişiyi anlık olarak rahatlatıyor gözükse de çözüm odaklı olmadığı zaman problemin daha da büyümesine yol açar.

Depresyon tedavi edilmezse ne olur?

İnsanın yaşama hevesi kalmaz, çalışmak istemez, evlenmek istemez, hareket etmek bile istemez. Yataktan çıkmak istemez ve çevresindeki insanlar da o kişiyle uğraşmak istemezler. ''Bu da benim yaşam enerjimi sömürüyor, görüşmek istemiyorum bu ne ya?'' demeye başlarlar. Daha da kötüye gider. 

Nasıl ki insan diş ağrısını çözmediğinde ertelediğinde o dişinden oluyor. Sonrasında daha da ağrı çekiyor. Bel ağrılarında da aynısı geçerli oluyor. Bel ağrılarını önemsemiyor ve erteliyor. Daha sonrasında bel ağrısı durulmaz hale getiriyor ve maalesef ameliyatlık oluyor. İşte bunlar gibi depresyon da tedavi edilmezse daha da büyür, zorlaşır ve hayat yaşanmaz hale gelir. Çevresindekilere de hayatı dar eder ve ilişkileri zayıflar. Etrafındakiler bir bir uzaklaşmaya başlar... 

Depresyon en hızlı nasıl geçer?

İnsanlar problemlerinin hızlı çözülmesini isterler. Depresyon için de bu geçerlidir. Bu yüzden de bir çok insan depresyona çözüm bulmak adına antidepresan ilaçlara yönelir. Ne var ki, bu ilaçlar sadece semptomları hafifletir, gerçek sorunun köküne inmez. Ayrıca, bu ilaçların uzun vadeli kullanımı, bağımlılık riskini arttırır ve beraberinde ciddi yan etkiler getirir. İşin dehşet verici yanı ise en fazla kullanılan ilaç listesinde psikiyatrik ilaçların ilk beşte yer alması. Yani ilaç firmaları için çok kârlı bir sektör... Bu durum tıpkı dertli birinin alkol alarak dertlerini unutmaya çalışmasına benzetilebilir.  

Oysa ki gerçek problem çözülmeden kişinin kendini rahatlatacak bir ilaç alması durumu ne kadar kurtarır? Belli bir müddet sonra ilaçlara da bağımlılık başlar. Buda ileride  daha büyük sağlık sorunlarına yol açacaktır.

Depresyon ilaçsız nasıl geçer?

“Bu hayatta ne yaparsan yap asla ümidini kaybetme” der Deneyimsel Tasarım Öğretisi.

Ümitsizlik insanı yıkar. Oysa ki hayatta hiç bir problem sürekli kalmak için gelmemiştir. Problemi çözmek yerine ona sıkı sıkı sarılan acaba kişinin kendisi olabilir mi? 

Problemlere karşı duygularını aktifleştiren ve hayattaki olaylara olumsuz duyguları yükleyip onu kalıcı yapan kişinin kendisi değil midir? 

İnsanoğlu bilincini nereye verirse orayı hayatının merkezine taşır.

Yaşanan olumsuz duygu yoğunluğu da hem psikolojik hemde fizyolojik yapımızda bazı değişimlere yol açar. 

Bu olumsuz duyguların insan vücudunda hormonal bir karşılığı da vardır. Depresyon bazı hormonların vücudumuzda eksilmesine sebep olur. 

 

Peki bizi sağlıklı ve mutlu kılan hormonlar nelerdir?

Hepimiz Dopamin, Seretonin, Endorfin ve Kortizon hormonlarını duymuşuzdur. İnsanın sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşaması için olmazsa olmaz hormonlarıdır. 

Psikiyatri ilaçları vücudumuza bu hormonları vermezler. Sadece vücudumuzun bu hormonlardan bazılarını üretmesini tetiklerler.

Yani kişide zaten az olanı ortaya çıkarmaya çalışırlar. Dışarıdan alınan bu takviyeler kişinin zamanla bu ilaçlara bağımlı olmasına yol açar. Bu ilaçların yan etkileri de bu işin daha da vahim olan yönüdür. Her hormonun vücutta bir kotası vardır. Bu kota sadece doğal yollardan arttırılabilir. Aksi takdirde her tetiklenen hormon cepten harcama anlamına gelir. Gelecekte daha da fazla ilaç kullanılmasına ve daha kötü sonuçlara yol açacaktır.

Asıl önemli olan ise bu hormonların salınımını doğal yollar ile nasıl tetikleyeceğimizdir.

İnsan elindekilerden tatmin olabilmeyi başarabildiğinde kendi mutluluk hormonlarını da tetiklemeye başlar. Vücudundaki istek ve mutluluk hormonları tekrar kendiliğinden salgılanmaya başlar. 

Peki insan hayatta bu tatmini nasıl yakalayabilir? 

Bunun yanıtını almak ve daha fazlası için sizleri İlişkilerde Ustalık Semineri’ne bekliyoruz.