DENEYİMSEL TASARIM ÖĞRETİSİ BİLİM İLE ÇELİŞİR Mİ?


Asırlardır insanlığın yeryüzündeki düzenin işleyişine duyduğu merak, kendisinin yaşam kalitesini artıracak bir serüvene döndü. Rastgele ya da tesadüfi gibi görünen işleyişi anlama çabası, hayatın gizemli ve sırlı cevaplarla dolu bir yer olduğunu ve bunları algılayıp yorumlayabilmek gerektiği gerçeğini ortaya çıkardı. İşte tam bu noktada bilim ve ilim doğdu. Her ne kadar aynı amaçlarla ortaya çıktılarsa da göz önüne aldıkları konular itibariyle birbirlerinden ayrılmışlardır. Somut olayları yöntem ve deney yollarını kullanmak, gerçekliğe dayandırmak suretiyle yasalara ulaşmak bilimin konusu iken, soyut olayları belirli bir sistematik çerçevesinde inceleyip yine yasalara dayandırmak da ilimin konusudur.

Bilim felsefecileri bilimi farklı sınıflara ve dallara ayırmışlardır. Tüm bilim dalları hayatın içinde cevaplanması gereken bir soruyu kendine konu edinmiştir. Bu sorulardan yola çıkarak gözlem ve gözleme dayalı düşünce ile hayatın içindeki olayları birbirine bağlayan somut yasaları deşifre eder. Bilim somut yasaları deşifre ederken bilimsel yöntemlerden yararlanır. Bu yöntemler deneyci bir yaklaşıma sahiptir. Yani bilimde beş duyu organı ile algılanabilen, etkisini hemen görülebilen yasalarla ilgilenir. Her ne kadar ilim ve bilim odaklandıkları konular itibari ile ayrıştırılsalar da bir noktada birleşirler. Çünkü gerçek tektir. Gerçek zamana göre, bulunduğu ortama göre ya da insana göre değişkenlik göstermez. Eğer her ikisi de gerçeğin peşindeyse yolları bir yerde kesişmek zorundadır. 



Deneyimsel Tasarım Öğretisi gerçeklik ilmidir. İnsanın hayatın içinde ihtiyaç duyduğu her konuda gerçek ve sahteyi ayrıştıran bir bilgi teknolojisidir. Yaşamın bundan önce hiç değişmeyen, bundan sonra da hiç değişmeyecek olan soyut yasalarına odaklanır. Ortaya çıkardığı yasalarla insanların daha kaliteli bir yaşam sürmesini amaçlar. 


Deneyimsel Tasarım Öğretisi soyut yasaları ortaya koyarken bilimsel yöntemlerden en üst düzeyde yararlanır. Bu yüzden bilim ile çok yakından ilişkilidir. Bilimsel araştırma yöntemleri kullanarak ortaya koyduğu tüm yasaları yine bilimsel güvenilirlik yöntemleri ile test eder. Bilimde olduğu gibi, yasasal bir düzen içinde tanımlanan tüm yasaların tüm durumlar ve konular için geçerli olmasını hedefler. Ortaya koyduğu yasalar birbiri ile çelişkili sonuçlar üretmez. Her bir bilgi diğer bir bilgiyle ortak bir yasa üzerinden birbirine bağlıdır. Bu sebeple Deneyimsel Tasarım Öğretisi’nin ortaya koyduğu bilgilerin kendi içinde sistemli olmasını sağlayan şey yine bilimsel güvenirlilik yöntemi olan tutarlılıktır. Her bir bilgi bir sonraki bilgiyi destekler ve ispatlar niteliktedir. Deneyimsel Tasarım Öğretisi’nin günümüze kadar ulaşmasının ve geniş kitlelerce kabul görülmesini sağlayan sebep, deşifre ettiği yasaların ve ortaya koyduğu stratejilerin kendi içinde tutarlı oluşudur. Bunun da dayanağı yine kullandığı bilimsel yöntemlerdir.


Nasıl ki bilimde tutarlı bir bilgi bir diğer bilgiye kapı açarsa, Deneyimsel Tasarım Öğretisi’nde de anlatılan her bir bilgi diğer bilgiye kapı açar. Bu sebeple anlatılan pek çok yasanın izini bilimde de görmek mümkündür. Deneyimsel Tasarım Öğretisi ortaya koyduğu yasaları tüm konularda örnekleyerek anlatır. Bu yasalar insanın ilişkilerinde, mutluluğunda ve başarısında çok işe yaradığı kadar, tıpta, mühendislikte, sosyal ve beşeri bilimlerde de etkisi yüksektir. Dayanıklı bir binanın yasası ile insanın karşılaştığı zorluklarda yılmadan hedefinde kalabilmesi aynı yasaya bağlıdır.  Verimli bir ilişkinin sırrı ile verimli bir motorun yasası aslında aynıdır. Örümceğin ağ örerken kullandığı yasa ile ticarette büyümenin yasası aynıdır. Bitkilerin kurak ve sulak iklimdeki davranışlarının altındaki yasa ile insanın kıtlık ve bolluktaki davranışsal yasası aynıdır. 


Nasıl ki yeryüzünde tesadüf gibi görünen fiziksel olayların bilimsel yasalar sayesinde ortaya konan bir nedeni varsa, nedensiz gibi görünen pek çok davranışsal ve psikolojik olayların da soyut yasalar ile açıklanabilen bir nedeni vardır. Özellikle soyut yasaları bilmediğimizden dolayı karşımızdaki kişilerin verdiği tepkilere anlam veremeyiz. Bu tıpkı şuna benzer; maddenin erime noktasının basınçla olan ilişkisini tespit etmek isteyen bir gözlemciyi düşünün. Erime noktasının basınçla bir ilgisinin olduğu aşikârdır. Bir tarafta bakır bir tarafta da buzu eriten bu gözlemci, basıncı artırdığında buzun kolay eridiği lakin bakırın ise erime noktasının daha da yükseldiğini görür. Demek ki, basınç bazen erime noktasını düşürürken bazen de artırıyor çıkarımını yapar. Hâlbuki bu deneyde hal değişimi ile alakalı detayda bir kimyasal yasa gizlidir. Biz ne zaman o konu ile alakalı detay yasaları görmezden gelirsek hayatın aslında doğaçlamadan ibaret olduğunu zannederiz. İnsan da karşılaştığı olaylarda ya da problemlerde detay yasaları bilmediğinde bazen öyle bazen böyle çıkarımını yapar. Bu nedenle hedefine varması gecikir. Mutlu olması engellenir. Başarıyı elde etmesi de güçleşir.


Termodinamik yasalarından manyetizmanın temel varsayımlarına kadar fiziğin en temel konuları, doğada bir boşluğun olduğunu kabul etmediği gibi Deneyimsel Tasarım Öğretisi de hayatın içinde boşluğun olduğunu kabul etmez. Bu, deneyimsel tasarım öğretisi ile bilimin örtüştüğü noktalardan yalnızca bir tanesidir. Fizik yasaları bir bardağın yarısı su ile doluysa kalan yarısı da hava ile dolu olduğunu söyler. Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın hayatına aldığı bilgilerin ya faydalı ya da zararlı olduğunu söyler. Fayda sağlamayan her şey mutlaka zarar verecektir. Dolayısıyla hayatın içinde insanın yapmış olduğu her davranış ve hamle onu ya faydaya ya da zarara yaklaştırır. 


Deneyimsel Tasarım Öğretisinde buna benzer olarak, verilen pek çok soyut yasanın aslında bilimin temel varsayımlarıyla çelişmediğini, aksine desteklediğini görmek mümkündür. Bunun en temel nedeni de her ikisinin ortak bir amaç olan gerçeği arama konusunda birleşmesindendir. Bilimin özünde var olan gerçeklik merakı, Deneyimsel Tasarım Öğretisinin ortaya çıkış amacıdır. Nasıl ki bilim yaşamın sürekliliği için insanlığın yararına somut yasaları deşifre ediyorsa, Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın zihnindeki belirsizliği gideren soyut yasaları deşifre eder. Yaşamın bugüne kadar değişmemiş ve sonrasında da hiç değişmeyecek bu yasaları bilmek insana büyük konfor sağlar.

Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. İkisi de neden-sonuç ilişkisi ile çalışıyorlar. Belki de ilim ve bilim aynı şeylerdir.

    YanıtlaSil
  2. Somut ve soyut her zaman iç içe olmak zorunda. Görünen görünmeyenin ispatıdır da aynı zamanda. Deneyimsel öğreti insana iz ve işaretleri okuyabilmeyi ve gerçek sebepleri bulmamızı sağlıyor.

    YanıtlaSil
  3. Harika!
    Sadelik ve netlik insan zihnini nasil da rahatlatiyor...
    Aslinda biz karmaşık hale getiriyoruz hayatı; çoğu insan "acıları" ve "istekleri" içinde kaybolmuş ve şaşkın...tanımlayamadığı, anlam veremedigi olaylar, durumlar gozunde buyudukce buyumus, kendisi köşeye sıkışmış.. halbuki hayati işleten kuralları bilse evin yolunu bulacak..

    Tesekkurler! Yazılarinizi takip edecegim..

    YanıtlaSil
  4. Gerçek tektir, madalyon gibi; bir yüzü ilim, öbür yüzü bilim. Ağızınıza sağlık..

    YanıtlaSil
  5. Günümüzde bilim ve dini devamlı çatıştırmaya çalışanlara gayet sade ve anlaşılır bir yazı olmuş. Elinize sağlık...

    YanıtlaSil